Yaşamak Bir Ağaç Gibi Tek ve Hür, Ve Bir Orman Gibi Kardeşçesine...

Misak-i Milli içinde...

Site Menüsü
Saat
Site Haritası
Otomatİk Katılım’ rüzgarı bekleniyor

Otomatİk Katılım’ rüzgarı bekleniyor

e-PostaYazdırPDF

http://www.sigortacigazetesi.com.tr/arastirma/115-arastirma/5772-otomati-katii-ruzgaribeklenior.html

11’inci yaşını kutlayacak Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), rekor büyümesini 2013 yılında yaşamıştı. Bugüne kadar 4 milyon 510 bin kişiye ulaşan BES katılımcılarının fon tutarı 28 milyar 195 milyon lira olarak açıklandı. BES’in, devlet katkısı ve “Otomatik Katılım” teşvikiyle önümüzdeki dönemde de büyümeye devam edeceği öngörülüyor.

 

 

Mevcut kamu sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı olan ve devlet katkısı ile desteklenen Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES), son 10 yılda katılımcı sayısı 4.5 milyonu geçti. Bu katılımcıların 1.3 milyonu 2013 sonrası, yani yüzde 25’lik devlet katkısının devreye girmesiyle sisteme katıldı. BES katılımcılarına yatırılan devlet katkısı tutarı 2014 Mayıs itibarıyla 1.7 milyar lira olarak açıklandı. BES ilk emeklilerini vermeye ise çoktan başladı. Bugüne kadar BES’ten emekli olanların sayısı 10 bin kişiyi geçti.
BES’in 2014 yılında da büyümeye devam edeceği öngörülüyor. 2014 yılının başından bu yana BES’teki toplam katkı payı üretim hacmi 1.6 milyar lirayı aşmış durumda. Sistemin toplam katkı payı tutarı ise 2 Mayıs 2014 itibarıyla 23.6 milyar lira olarak gerçekleşti. Sistemdeki toplam katılımcı sayısı 4.5 milyon kişiyi aşmakla beraber, ayrıca toplam devlet katkısı fon tutarı da 1.7 milyar liraya ulaşmış görünüyor.

OTOMATİK KATILIM
BES’te şimdi de birçok ülkede var olan “Otomatik Katılım” uygulaması bekleniyor. Hazine ve emeklilik şirketleri bu uygulama için çalışmalarına çoktan başladı. Hazırlanacak taslağa göre, işe yeni başlayan herkes BES’e zorunlu olarak katılacak. Fakat bireysel emeklilik hesaplarını devam ettirip ettirmemek katılımcının kararına bırakılıyor. Yani, herhangi bir şirket, yeni başlayan çalışanının tıpkı SGK’sını yapar gibi bu kez de BES’ini yaptıracak. Çalışan bu sistemde kalıp kalmayacağına kendi karar verecek. Zorunlu BES uygulamasının daha çok gençlere yönelik bir çalışma olduğunu söylemek mümkün. Bu alanda faaliyet yürüten ve sorularımızı yanıtlayan şirket yöneticileri de devlet katkısının büyük bir ivme kazandırdığı BES’te bu kez de Otomatik Katılım uygulaması ile benzer bir ivmenin yakalanacağını söylediler.

 

Vakıf Emeklİlİk Genel Müdürü Mehmet Bostan: Otomatik katılım, kazan-kazan durumu yaratacak

2013’te BES’teki yüksek katılımcı sayısı trendinin 2014 yılında da sürdüğünü belirten Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Mehmet Bostan, Otomatik Katılım’ın tüm taraflar için kazan-kazan durumu yaratacağını belirtti.

Bireysel EmeklilikSistemi’nin 10’uncu yılında önemli bir başarıya imza attığını söyleyen Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Mehmet Bostan, BES’in bu yıla da büyük bir hızla başladığının altını çizdi. Bostan, yılbaşından itibaren toplam katkı payının üretim hacminin 1.1 milyar lirayı aştığını ve toplam katkı payı tutarının 22.9 milyar lira olarak kayda geçtiğini belirtti. Bostan sözlerine şöyle devam etti: “Yılbaşından itibaren sistemdeki toplam fon büyüklüğü artışı geçen seneye kıyasla aynı seviyede gerçekleşerek 1.7 milyar lira olurken, toplam fon büyüklüğü 26.6 milyar liraya ulaşmış durumda. Sektör, 2013 yılında yakaladığı yüksek katılımcı sayısı trendini 2014 yılında da sürdürmeyi başardı. Toplam katılımcı sayısında 2014 yılının ilk 3 ayında 282 bin kişilik bir artış yaşandı. Böylece sistemdeki toplam katılımcı sayısı 4.4 milyon kişiyi aştı. Ayrıca toplam devlet katkısı fon tutarı da 1.6 milyar liraya ulaştı.”

'BES'İN NASIL ALGILANDIĞI ÖNEMLİ'
BES’in nasıl algılandığını iyi tespit etmek gerektiğini söyleyen Bostan, bu tespitin katılımcıların kısa sürede sistemden çıkmalarını engelleyeceğini ifade etti.
“Sistemi bir emeklilik sistemi olarak algılayan katılımcıların sistemde kalma süreleri uzuyor” diyen Bostan, sistemi sadece bir tasarruf aracı olarak gören katılımcıların sistemden erken ayrıldıklarının da altını çizdi. 
Bostan, “Şirketlerin BES faaliyetlerini sürdürmesi için yapmış olduğu satış ve operasyon maliyetleri her yıl olduğu gibi 2013 yılında da kendini göstermiştir. Bunun başlıca sebepleri arasında yaşanan yoğun rekabet ortamında şirketlerin özellikle satış maliyetlerinin artması ve gerek tutundurma çalışmalarına ağırlık verilmesi, gerekse hizmet kalitesinin artırılması amacıyla yapılan operasyonel giderler yer alıyor. Özellikle 2013 yılında devlet katkısının rüzgarı ile şirketler pazar payından yüksek oranda pay almak adına bu harcamaları artırmışlardır” dedi.
Bireysel Emeklilik Sistemi’nden şimdiye dek 9.280 kişinin emekli olduğunu ifade eden Bostan, Vakıf Emeklilik’ten 373 kişinin emekli olduğunu söyledi.

‘KURUMSAL KATILIM ARTMALI’
Devlet katkısının BES’e büyük desteği olduğunu belirten Bostan, geçtiğimiz yıl sistemde parlak sonuç elde edildiğini vurguladı. Katılımcı sayısındaki 1 milyon kişilik artış beklentilerinin karşılandığını söyleyen Bostan, buna rağmen sistemdeki kurumsal katılım seviyesinin düşük olduğunu dile getirdi. Bostan, kurumsal katılımın artması için Otomatik Katılım uygulamasının üzerinde çalıştıklarını belirtti. Bostan sözlerine şöyle devam etti: “Otomatik Katılım sürecinin tüm taraflar için kazan-kazan durumu yaratacak şekilde hem birey hem de sektör için pozitif sonuçlar doğuracağını düşünüyoruz. Otomatik katılımın hayata geçirilmesiyle sektörde ilk aşamada sisteme dahil olacak yüksek sayıda katılımcı ve yüksek hacimli fon birikimiyle büyük bir ivme yakalanması beklenebilir.”
“Katılımcı sisteme ne kadar erken dahil olursa o oranda yüksek hisse senedi oranı ile başlangıç portföyü oluşturmalı” diyen Bostan, emeklilik yaklaştıkça kademe kademe hisse fonlarının azaltılması, bono oranlarının artırılması gerektiğini söyledi. Bostan, “BES yatırımları uzun vadeli olduğu için yatırımcılara hem getirilerini artırmak hem de risklerini dağıtmak açısından alabilecekleri risk seviyesine oranla hisse senetlerini öneriyoruz. 2014 beklentileri ne kadar pozitif olursa olsun, emekliliğine az kalmış bir katılımcının hisse oranını yükseltmesi doğru olmaz. Yine yaşı genç bir katılımcının riskten kaçınmak adına fon dağılımında hisse senedine hiç yer vermemesi doğru değil. Uzun vadede enflasyonun üzerinde getiri bundan böyle ancak emeklilik planlarına hisse senedi ve esnek fonların dahil edilmesiyle mümkün olacak” dedi.

‘HEDEF 15 MİLYON KATILIMCI’
Yeni kurulan emeklilik şirketlerinin kâra geçişi, sistemin başlangıcında 6 - 7 yıl olarak hesaplandığını dile getiren Bostan, sistemin başladığı tarihte kurulan şirketlerle birlikte birçok şirketin henüz teknik kâr yazamadığını söyledi. Bostan, yüzde 25’lik devlet katkısının etkisiyle sisteme girişlerin beklenildiği oranda artması durumunda, bu durumun telafi edilebileceğini vurguladı. Bostan sözlerine şu şekilde devam etti: “Sistemi içinde bulunduğumuz 2014 yılı ve sonrası için güzel günlerin beklediğini düşünüyoruz. Biliyorsunuz 2014 yılı bütçesinde devlet katkısı için 1.95 milyar lira ödenek ayrılmış durumda. Bu miktarı da göz önünde bulundurarak bir hesap yaptığımızda, 2014 sonu beklentimiz 33 milyar fon büyüklüğü ile 5 milyon kişiyi aşan katılımcı sayısı şeklinde. Uzun vadedeki beklentilerden bahsetmek gerekirse; 2018’de, Onuncu Kalkınma Planı’nda geçtiği şekilde 10 milyon kişiyi aşan katılımcı sayısı, sistemin 20’nci yılı olan 2023’te 400 milyar lira fon büyüklüğü ve 15 milyon kişiye ulaşan bir katılımcı sayısı bekliyoruz.”

BES’TE BİLİNMESİ GEREKENLER

• Portföyler oluşturulurken getiri beklentisine göre risk alınmalı. Getiri beklentisi yüksekse, sabit getirili fonlar yerine hisse fonlar ve esnek fonları tercih edilmeli.

• Düşük risk alarak yüksek getiri beklentisi olmamalı. Özellikle genç yaştaki katılımcılar, hisse fonlarına daha çok oranda pay ayırabilmeli. Çünkü 26 milyar lira BES fonu büyüklüğü içinde hisse oranı sadece yüzde 13 seviyesinde. Yine BES fonları içinde genç nüfus yüzde 70’in üzerinde. Genç nüfusa oranla hisse payı arasında bir çelişki görünüyor.

• Yılda altı defa BES fonlarındaki dağılım değiştirilebilir. Bugün itibarıyla BES fonlarında değişiklik yapan katılımcı sayısının çok düşük bir seviyede olduğu görülüyor.

• Piyasadaki her hareketi yakalama stresiyle sık sık plan değişikliği yapmaktansa, piyasaların rekorlar kırdığı dönemlerde ölçülü olarak risk azaltmak ve kriz dönemlerinde ölçülü olarak risk artırmak uzun vadede daha makul bir stratejidir.

 

Aegon Türkİye Genel Müdür Yardımcısı Zeka Bİrman: Devlet katkısının duyurulması katılımcı artışı sağladı

Devlet katkısının çeşitli iletişim kanallarıyla duyurulmasının katılımcı artışı sağladığını belirten Aegon Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Zeka Birman, önümüzdeki dönemde de BES’e katılımın yoğun olarak devam edeceğini tahmin ettiklerini söyledi.

Devlet katkısı uygulamasının 2013’te katılımcı artışında etkili olduğunu belirten Aegon Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Zeka Birman, bu artışta katkı payının çeşitli iletişim kanallarıyla duyurulmasının etkili olduğunun altını çizdi. Birman, bu yoğun artışın sebebini katkı payıyla ilişkilendirdiklerini söyledi. Devlet katkısının olumlu etkilerinin sürmeye devam ettiğini ifade eden Birman, 2014 yılında da BES’e olan katılımın iyi olacağını belirtti. Bugüne kadar katılım artışının bireysel seviyede gerçekleştiğini söyleyen Birman, şirketlerin katılım planlarıyla teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı. Birman sözlerine şöyle devam etti: “Devlet katkısı dahil olmak üzere BES ile ilgili mevcut vergi sistemi katılımcıların emeklilik yaşına kadar sistemde kalmalarını teşvik ediyor. Bu ve buna benzer teşvikler kısa sürede ayrılmaların önüne geçilmesi için faydalı oluyor. Bunun yanında kişilerin uzun süre sistemde kalmalarının sağlayacağı avantajlarla ilgili eğitimler verilebilir. Katılımcıların emekli olduklarında tasarruflarına neden ihtiyaç duyacaklarının, Bireysel Emeklilik Sistemi’nde neden uzun süre kalınması gerektiğinin, ancak sistemde belirlenen süre zarfında kalmanın amaçlanan faydayı sağlayabileceğinin anlatılması gerekiyor.”
Sistemin uzun vadeli bir yatırım aracı olduğunu belirten Birman, katılımcıların seçtikleri fonları yatırım sepeti bazında değerlendirmesi gerektiğini ifade etti. Zeka Birman, katılımcıların tüm yatırımlarını aynı fona yatırmamalarını tavsiye ettiklerini de sözlerine ekledi. 
“Kısa dönemlerde getirisi değişken olup riskli gibi gözüken bazı yatırım fonları uzun vadede daha yüksek getiri verebilmektedir” diyen Birman, katılımcılara yatırım kararlarını verirken bunu göz önünde bulundurmalarını tavsiye etti. Birman sözlerine şöyle devam etti: “Önümüzdeki dönemde kârlılık konusunda olumlu bir değişiklik yaşanacağını öngörmüyoruz. Önümüzdeki yıllarda herhangi bir mevzuat değişikliği olmazsa, BES’ten elde edilen kârın nispeten düşük kalacağını ve şirketlerin kârlarını önemli oranda kredi hayat sigortaları başta olmak üzere hayat sigortalarından elde edeceklerini düşünüyoruz.”

‘HAYAT SİGORTALARI İVME KAZANACAK’
BES’in 2013 yılında devlet katkısıyla büyüdüğünü söyleyen Birman, bu büyümenin 2014 yılında da devam edeceğini belirtti. Birman, “Bunun yanı sıra kişilerin orta vadede birikim ve koruma ihtiyaçlarını karşılayan hayat sigortacılığının da tamamlayıcı ürünler olarak ivme kazanmasını bekliyoruz” dedi. Fon açısından 2014’ün ilk üç ayında hem yurtdışı hem de yurtiçi için önemli gelişmelerin olduğunu söyleyen Birman, yılın geri kalanında riskli yatırım araçlarına olan ilginin bu gelişmelere bağlı olarak önemli dalgalanmalar gösterebileceğini ifade etti. Birman, BES’teki faaliyet giderleri hakkında da değerlendirmede bulundu: “Faaliyet giderleri içerisindeki en önemli kalemlerden birisi aracılara ödenen komisyon giderleri kalemidir. 2013 yılında devlet katkısı uygulamasının başlaması ile katılımcı sayısında yaşanan yüzde 32’lik artış, ödenen komisyonlarda 130 milyon liralık bir artışa sebep olmuştur. Teknik zararın asıl sebebi, yapılan yasal düzenlemelerle şirketler tarafından yapılan kesintilerin azalması sebebiyle gelirlerde aynı oranda artış yaşanmamasıdır. Bu düzenlemeler ile önemli gelir kalemlerinden birisi olan yönetim gider kesintisi 144 milyon liradan 86 milyon liraya düşmüştür.”



Axa Hayat Ve Emeklİlİk Başkan Ve İcra Kurulu Üyesİ Olgun Küntay: Fon tutarı 33 milyar liraya ulaşacak

2014 yılı sonunda BES’teki katılımcı sayısının 5 milyon kişiye yükseleceğini belirten Axa Hayat ve Emeklilik Başkan ve İcra Kurulu Üyesi Olgun Küntay, devlet katkısı dahil fon tutarlarının ise 33 milyar liraya ulaşabileceğini söyledi.

2013 yılında başlayan devlet katkısının BES’e önemli bir teşvik getirdiğini belirten Axa Hayat ve Emeklilik Başkan ve İcra Kurulu Üyesi Olgun Küntay, BES’in uzun soluklu bir tasarruf aracı olduğunun altını çizdi. Olgun Küntay, ayrıca sistemden erken ayrılmaları önlemek amacıyla giriş aidatı uygulamasının da önemli bir değişiklik olduğunu vurguladı. Katılımcıların sistemden çıkışlarını zorlaştıracak yeni düzenlemelerin gündeme taşınması gerektiğini ifade eden Küntay, bunların başında erken ayrılmaların vergi mevzuatında getirilecek değişiklikler ile zorlaştırmak olduğunu belirtti. 
Küntay, “Bireysel Emeklilik Sistemi’ni uzun vadeli bir tasarruf sistemi olarak görmeyen, herhangi bir tüketim ihtiyacı söz konusu olduğunda sistemden çıkma eğiliminde olan katılımcılar için borç verme uygulaması da önerilebilir” dedi.
Yüzde 25’lik devlet katkısının BES’e katılımın itici gücü olduğunu belirten Küntay, bunun dışında BES’e giriş yapmayan kişilerin bu sisteme yönlendirmek için çeşitli düzenlemeler yapılabileceğini söyledi.

MESLEKİ EMEKLİLİK VE OTOMATİK KATILIM 
“10 yılı aşkın geçmişi olan Bireysel Emeklilik Sistemi’nde, özellikle 2013 yılında devlet katkısının da etkisiyle, önemli gelişmeler yaşanmasına ve yasal düzenlemelerle getirilen önemli teşviklere karşılık işveren katkılı sözleşmelerde henüz istenilen düzeye ulaşılamamıştır” diyen Küntay, işveren katkılı sözleşmelerin toplam sözleşmeler içindeki payının yüzde 6.5 civarıda kaldığının altını çizdi. Okur, “Bu alanda belirgin bir ilerlemenin, sosyal güvenlik sisteminin ikinci basamağını oluşturan mesleki emekliliğin Türkiye’de hayata geçirilmesi ve bu uygulamanın Bireysel Emeklilik Sistemi üzerinden yürütülmesiyle mümkün olacağı düşünülmektedir” dedi.
Otomatik Katılım uygulamasının Türkiye’de de 2014 yılının sonunda başlaması öngörüldüğünü söyleyen Küntay, sistemin gelişimi yönünde önemli bir adım olacağını belirtti. Küntay sözlerine şöyle devam etti: “Bu uygulama, bir işyerinde çalışmaya başlayan kişilerin Bireysel Emeklilik Sistemi’ne otomatik olarak katılımlarına dayanmakta ve bu çalışanlara belirli şartlara göre sistemden ayrılma hakkının verilmesine ilişkin hususları kapsamaktadır. Kamuoyunda sık olarak gündeme gelen kıdem tazminatı fonlarının Bireysel Emeklilik Sistemi’nde değerlendirilmesi ile de sistemdeki fon tutarının önemli bir büyüklüğe ulaşacağı hesaplanmaktadır.”
“2015 yılı başında yürürlüğe girmesi planlanan emeklilik yatırım fonlarında performans kesintisi uygulaması ile paralel olarak emeklilik şirketlerinin gelir kalemlerinde ilk sırada yer alan fon işletim gelirlerinde yüzde 15 oranında düşüş görülmesi bekleniyor” diyen Küntay, diğer ana gelir ve gider kalemlerinde kısa vadede belirgin bir değişikliğin olmayacağı söyledi. Küntay, kısa ve orta vadede bireysel emeklilik branşında görünen teknik zararın devam etmesini beklediklerini vurguladı. Küntay, “Kârlılığın uzun vadede otomatik katılım ve kıdem tazminatı fonları gibi yeni uygulamalarla birlikte fon tutarında görülen artışlar ve bu fon tutarından elde edilen gelirlerin giderleri karşılayacak boyuta ulaşmasıyla mümkün olacağını öngörmekteyiz” dedi.

‘DEVLET KATKISI YENİ BİR KAPI AÇTI’
BES’e katılımın bazı ülkelerde zorunlu, bazılarında gönüllülük esasına dayalı, birkaçında ise yarı zorunlu olduğunu söyleyen Küntay, Türkiye’de BES’e katılımın zorunlu olması, sistemin sosyal güvenlik yapısıyla beraber değerlendirilmesiyle mümkün olabileceğini belirtti. Küntay, “Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yüzde 25 devlet katkısı hakkında halihazırda çok büyük olan oran, bu şekilde zaten sürdürülemez. Kısa ve orta vadede azaltma planı yok ama sonsuza kadar da böyle devam edemez’ şeklindeki konuşmasını devlet katkısının uzun vadede kademeli olarak azaltılacağı, bu düşüşün Bireysel Emeklilik Sistemi’nde toplanan fon tutarının önemli bir büyüklüğe eriştiği ve ülkemizdeki tasarruf oranının kayda değer bir boyuta geldiği bir zamanda gerçekleşeceği doğrultusunda değerlendirmekteyiz” dedi. 
“Emeklilik şirketlerinin sundukları emeklilik yatırım fonları farklı risk kategorilerine sahiptir” diyen Küntay, katılımcıların bu fonlardan kendi risk algılarına göre belirledikleri fon dağılımlarını seçtiklerini söyledi. Küntay sözlerine şöyle devam etti: “Bu bağlamda emeklilik şirketlerinin sermaye piyasası mevzuatına aykırı bir biçimde emeklilik yatırım fonları hakkında tavsiyeler bulunma olanağı bulunmamaktadır. Ancak risk almaktan kaçınan katılımcıların portföylerinde daha likit fonlara, riskli yatırım araçlarını tercih eden katılımcıların portföyünde ise önemli oranda hisse senedi içeren fonlara ağırlıklı vermeleri beklenmelidir.”

BES'E KATILIM TANITIMLA ARTTI

“Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki katılımcı değişimine devlet katkısının başladığı 2013 yılı ile 2014 yılının ilk çeyreği için baktığımızda aşağıdaki tablodaki verilerle karşılaşmaktayız. 2013 ilk çeyrekteki sonuçlara diğer çeyreklerde ulaşılamamasının nedeni olarak, emeklilik şirketlerinin ve kamunun tanıtım kampanyalarının bu dönemde yoğunlaşmasını gösterebiliriz. 2014 yılının ilk çeyreğindeki katılımcı sayısındaki değişimde 2013 yılındaki aynı dönem verisi ile karşılaştırıldığında yüzde 7.5 oranında bir düşüş görülmektedir. Buna rağmen, 2014 yılının ilk çeyreğindeki katılımcı sayısındaki değişim bir önceki çeyreğe göre yüzde 16 oranında artmıştır. Bu sonuçların ışığı altında, devlet katkı payı uygulamasının getirdiği rüzgarın bir nebze azalsa da devam ettiğini söyleyebiliriz.”

 

ING Emeklİlİk Genel Müdür Yardımcısı İhsan Çevİk: Katılımcılının zarar etmesi mümkün değil

BES’te 2013’ün son dönemi ile 2014’ün ilk döneminde duraklama olduğunu belirten ING Emeklilik Genel Müdür Yardımcısı İhsan Çevik, bu dönemde sadece BES değil tüm satın almaların durakladığını söyledi. Buna rağmen sistemin son altı aylık döneminin başarılı geçtiğini vurgulayan Çevik, BES’in büyümeye devam etmesini beklediğini dile getirdi. Çevik konuyla ilgili şöyle dedi: “Yerel seçim gündemi ve tüketimi frenlemeye dönük alınan kararlar sonucunda kredi kartlarına uygulanan taksit sınırlaması, banka tüketici kredilerinden başlayarak birçok konuda daralmaya neden oldu.” Emeklilik sisteminde artan faiz ve düşen borsaya bağlı olarak BES fonlarında göreceli olarak görülen negatif performansın eski müşterilerin çıkışını hızlandırdığını söyleyen Çevik, bu durumun yeni girişleri de etkilediğini ifade etti.

‘BES, HALKA DOĞRU ANLATILMALI'
Çevik, sistemden kısa sürede çıkanların sektör için önemli bir sorun olduğunu dile getirdi. Yüzde 25’lik devlet katkısının sistem için çok önemli olduğunu söyleyen Çevik, bu teşvikin yanında devletten daha fazlasını istemenin bir anlamı olmadığını ifade etti. BES’in ülke için tasarruf sisteminin önemli araçlarından biri olarak görülmesi gerektiğini belirten Çevik, BES’in “gönüllülük esasına dayalı üçüncü basamak emeklilik sistemi” olduğunun göz önüne alınması gerektiğini dile getirdi. Çevik, ikinci basamak emeklilik sistemini mutlaka devreye sokacaklarını vurguladı. Çevik, “Gelişmiş ülkelerde var olduğu söylenen emeklilik fonlarının büyük bir çoğunluğun ikinci basamak emeklilik fonları olduğunu, bizdeki üçüncü basamak emeklilik fonlarının dünyadaki karşılığının ‘BES+birikimli hayat sigortaları olduğunu’ göz ardı etmeyeceğiz” dedi.

‘YÖNETİM GİDERİ DÜŞÜK’
Çevik, emeklilik şirketlerinin ana gelirlerinin fonlardan elde edilecek gelir olduğunu belirtti. BES fonlarından kesilen yönetim giderlerinin normal yatırım fonlarının altında olduğunu söyleyen Çevik, kamu otoritesinin BES fonlarından alınan kesintileri daha da düşürmeyi planladığını ifade etti. Çevik bu durumun sorunu daha da büyüteceğini dile getirdi.
“İnsanlar emeklilik şirketlerinin kendilerine sorduğu ‘yatırım tercihlerine’ cevap verirse ve en ufak bir piyasa hareketinde paniğe kapılmazsa emeklilik sisteminde zarar etmesi mümkün değil” diyen Çevik, emekliliğin uzun vadeli bir yatırım olduğuna dikkat çekti. Çevik sözlerine şöyle devam etti: “Nitekim 2013 mayıs ayında başlayan ve nisan ayı başına kadar devam eden siyasi süreç sonucunda hisse piyasası düştü, faizler arttı ve emeklilik fonları da bundan etkilendi. Bu süreçte sakin kalan ve fonlarını emeklilik şirketinin fon yöneticilerine bırakan birçok katılımcının minimum zararla kapattı. Emeklilik portföy yönetim şirketleri bu dalgalanma ortamında fonlarını koruma amaçlı aksiyonlar almaktadır. Bunun farkına varamayan ve panik ile hareket edenler kendi başlarına farklı tedbirler aldılar ise zarar görebilirler.” 

‘SİSTEMİN BÜYÜMESİ KATILIMLA ARTMALI’
ING Emeklilik sisteminden birikimlerini toplu olarak alan kişi sayısının 182 olarak açıklayan Çevik, herkesin sisteme dahil olması gerektiğini belirtti. Kamu otoritesinin sistemin henüz başlangıç aşamasında olduğunu düşünerek ek teşvikler yaptığını söyleyen Çevik, yüzde 25 doğrudan destek ödemesi ile sistemi teşvik etmenin fayda getirdiğini ifade etti. “Faizlerin yüzde 6-7’lere düştüğü bir ortamda insanların yüzde 25 kazancı cazip bulacağı ve emeklilik sistemine girmek isteyeceği bekleniyordu. Ancak sektör yüzde 22-25 büyüme gösterdi” diyen Çevik, bu teşvik sonucunda büyümenin çok daha fazla olması gerektiğinin altını çizdi. Çevik sözlerine şöyle devam etti: “Kamu otoritesi, nasılsa katılımcı sayısı artacak ve şirketler katılımdan dolayı para kazanacak diye emeklilik şirketlerinin belirlenmiş gelirlerini yüzde 50-70 düşürdü. Ama şirketler çok kişi katılacak diye satış örgütlerini büyütmüş, ciddi yatırımlar yapmıştı. Gelirlerde yüzde 50’lerin üstünde azalma, giderlerde ise en kötü yüzde 10 oranında enflasyon artışı bile, kârlılığı daha da kötü hale getirdi ve 10 sene önce 6-7 yılda kâr etmesi beklenen sistem 12-14 yıllarda kâr edecek seviyelere geldi.”

 

 

Halk Hayat ve Emeklİlİk Genel Müdürü Nurullah Okur: Sistem önümüzdeki dönemde büyümesini çok hızlı sürdürecek

Türkiye’de Bireysel Emeklilik Sistemi’ne girebilecek kişi potansiyelinin yüksek olduğunu belirten Halk Hayat ve Emeklilik Genel Müdürü Nurullah Okur, sistemin önümüzdeki dönemde büyümesini çok hızlı sürdüreceğini söyledi.

2013 yılında yeni yasal düzenlemelerle birlikte Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES), devlet tarafından doğrudan teşvik edilen bir yatırım olduğunu belirten Halk Hayat ve Emeklilik Genel Müdürü Nurullah Okur, tüm katılımcıların bu teşvikten yararlanabileceği bir yapı haline getirilmesi sektörün hızlı bir ivme almasını sağladığını söyledi. Okur, Türkiye’de yaklaşık 50 milyon kişinin Bireysel Emeklilik Sistemi’ne girebilecek potansiyelinin olduğunu ifade etti. Katılımcı sayısına bakıldığında gidilecek daha çok yolun olduğunun altını çizen Okur, “Önemli olan, bu potansiyeli etkin şekilde kullanarak sektörün yükseliş ivmesini devam ettirmek” dedi.

'BES'İN MANTIĞI, TÜRKİYE'DE YENİ ANLAŞILMAYA BAŞLADI'
Nurullah Okur, dönemsel gelişmelerin tüm sektörleri etkilediği gibi BES’i de yakından etkilediğini ifade etti. Okur sözlerine şöyle devam etti: “Önümüzdeki beş yıl için finans sektöründe en çok konuşulacak konunun BES olacağını ve büyümesini çok hızlı sürdüreceğini düşünüyorum. BES uzun soluklu bir tasarruf aracı. Ülkemizde yeni yeni mantığı anlaşılmaya başlayan BES, 2013 yılının başından itibaren devlet katkısının etkisiyle finansal ürünlerin arasında en popüler ürün oldu. 2013 yılındaki katılımcı sayısındaki büyük artış bu durumu kanıtlar niteliktedir. Ülke ekonomisindeki büyüme ve gelir seviyesindeki artışlar sisteme girişleri tetikleyen faktörlerden bazıları.” Geçtiğimiz yıl yaklaşık 1 milyar lira devlet katkısı ödemesi yapıldığını belirten Okur, 2014 yılı bütçesinde bu rakamın 2 milyar lira olarak belirlendiğini ifade etti. Okur, “Devlet katkısı uygulaması devam ettiği ve BES hakkında halkımız bilinçlendiği sürece sistem önümüzdeki yıllarda da katılımda rekor kırmaya devam edecek ve sistemden çıkışlar giderek azalacaktır” dedi.
“Devlet katkısının sisteme ivme kazandıracağı öngörüsü ile şirketler pastadan daha büyük pay alabilmek için satış ve pazarlama giderlerini bu dönemde olabildiğince yüksek tuttular” diyen Okur, bu sebepten dolayı bu dönemin diğer dönemlere göre faaliyet giderlerinin artış gösterdiğini söyledi. Okur, uzun dönemde katılımcı memnuniyeti ile birlikte kârlılığın özellikle belirli bir fon büyüklüğü seviyesine çıkmış şirketler için pozitif olacağının altını çizdi.
Nurullah Okur sözlerine şöyle devam etti: “İngiltere’de başarıyla uygulanan belli montajdaki şirketlerin çalışanları için zorunlu işveren katkılı bireysel emeklilik planı ve bunun yanı sıra kıdem tazminatında fonlu sisteme geçilmesinin sisteme ekstra ivme kazandıracağını düşünmekteyim. Hatta kıdem tazminatının bireysel emeklilik şirketlerinin yönetimine aktarılmasını teşvik amacıyla devletin, devlet katkısı tarzı bir teşvik vereceğini de Başbakan Yardımcısı Ali Babacan açıklamıştı. Bu ve benzeri uygulamaların yürürlüğe girmesi ile devlet katkısının kazandırmış olduğu ivmeye benzer bir etki yaratacağını düşünüyorum.”

‘SİYASİ GELİŞMELER BES’İ ETKİLİYOR’
“Son siyasi gelişmelerin etkisine bağlı olarak faizlerin bir miktar yükselişi ve İMKB’deki düşüş ile genel olarak sektördeki fonlar geçen yıla göre eksi yönde hareket gösterdiler” diyen Okur, emeklilik gibi uzun dönemli yatırım stratejisi güdülmesi gereken sistemlerde bu tür dalgalanmaların baştan kabul edilmesi gerektiğini ve bu kabule göre yatırım yapmaları gerektiğini söyledi. Okur, bu nedenden dolayı 45’li yaşlara kadar olan katılımcılar için agresif hisse ağırlıklı fonların uzun vade için yararlı olacağını düşündüklerini ifade etti. Okur, “45’li yaşlardan sonra emekliliğe yakın bir periyot içerisinde olunacağından, agresif fonların bir kısmının stabil likit veya kamu borçlanma içeriği yoğun fonlara geçmelerini öneririz. Emekliliğe üç sene kala ise büyük çoğunluğunun standart sapması düşük fonların düşünülmesi makul olacaktır. Yapılan çeşitli stokastik kârlılık projeksiyonları da bu tavsiyeleri öngörmektedir” dedi.
Okur, BES’ten emekli olan kişi sayısının 9 binin üzerinde olduğunu belirtti. Bireysel emeklilikte henüz ikinci yıllarını tamamladıklarını söyleyen Okur, sektördeki en yeni oyunculardan biri olduklarını ifade etti. “Bugüne kadar sekiz katılımcımız sistemden emeklilik hakkını kazandı. Şirket olarak şu aşamada emeklilik gelir planı yahut diğer çoğu şirketlerde olduğu gibi süreli/ömür boyu irat opsiyon katılımcılarımıza sunmuyoruz.” diyen Okur, emekli olacak yeni katılımcılar için emeklilik gelir planı ürünlerinin 2014 yılı sonu itibarıyla projelendirilmiş olduğunu söyledi.
Okur sözlerine şöyle devam etti: “28.03.2014 tarihli Emeklilik Gözetim Merkezi verilerine göre katılımcı sayısı adedi 4 milyon 409 bin 754 kişi ve katılımcıların fon tutarı 28 milyar lira olarak belirtilmiştir. Sene sonunda katılımcı adedi bazında 5.250 bin civarı olacağını ve daha optimistik bir piyasa öngörüsü ile devlet katkısı dahil 34 - 35 milyar lira civarında katılımcı fon tutarına ulaşılacağını düşünmekteyiz. Şirket olarak ise 28.03.2014 tarihindeki 159 bin katılımcı adedimizin sene sonunda 255 bin kişiye ulaşacağını düşünmekteyiz. Devlet katkısı dahil katılımcı fon tutarımızın sene sonuna kadar 1 milyar liraya ulaşmasını hedefliyoruz.”

  
2112 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
SİGORTA GÜNDEM
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam9
Toplam Ziyaret1249972
Takvim
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451532.5815
Euro34.684134.8231
Üyelik Girişi