Şeker - İş Turhal Şube Başkanı Mehmet Elvan Yılmaz,  Danıştay tarafından şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı alınan durdurma kararının herkese hayırlı olmasını diledi.

http://tokathaber.com.tr/haberdetay.asp?ID=9617

Danıştay’ın şeker fabrikalarının özelleştirilmesi konusunda verdiği son kararla ilgili değerlendirmelerde bulunan Yılmaz,  şunları söyledi.  ‘’Bilindiği üzere şeker fabrikalarının özelleştirilmesi uzun süredir IMF’ye verilen ek niyet çerçevesinde sürdürülmekteydi. Bu konuda Şeker İş Sendikası olarak konuyla ilgili davalar açtık. Nihayet bu mahkemelerimiz sonuçlanmıştır. Bu süreçte yaşanan gelişmeler hakkında kamuoyuna bilgiler vermek üzere bu basın toplantısını düzenliyoruz. Özelleştirme İdaresi’ne verilen pancar sanayi, şeker sektörü 2000’li yıllardan sonra sürekli olarak değişik aşamalardan geçti. İlk olarak 2000 yılında özelleştirme kapsamına alındı, 2001 yılında çıkarılan Şeker Kanunu ile desteklendi. Daha sonra 2003 yılında bir uluslararası şeker karteline, dünyada 220 yıldır şeker ticareti yapan bir kartele şeker fabrikalarının özelleştirilmesi verildi. Tabi ki bu oluşumun yaptığı şeker ticareti kamış şekerine dayalı. Dünya şeker ihtiyacının %80’i kamış şekerinden karşılanıyor. Geri kalan %20’lik dilimde ise pancar şekeri, nişasta bazlı şeker (NBŞ) ve sentetik tatlandırıcılar oluşturuyor. Türkiye’deki pancara dayalı şeker sektörü artık kamış şekerine doğru kaydırılmak isteniyor. Şeker fabrikaları portföyler halinde satışa çıktı. Turhal Şeker Fabrikası’nın bulunduğu grupta Kırşehir, Yozgat, Çorum, Çarşamba ve Kastamonu Şeker Fabrikaları yer alıyor. 19 Kasım 2009 tarihine kadar teklif verme süreci devam etti. Bu fabrikalar 8 Aralık 2009 tarihinde televizyonda açık arttırma suretiyle ihale edildi. Daha sonra Şeker İş Sendikamız bazı gerekçeler ileri sürerek ki, gerekçelerimizin başlıcaları şu: Alıcı firma eğer 50 Milyon Dolar para öderse pancardan şeker üretmesine gerek yok. Öte yandan 5 yıla kadar üretim zorunluluğu koyuluyor. İşte biz bu sebeplerle Türkiye’nin şekerde dışa bağımlı olacağını öngörerek bu satışa karşı çıktık, davalar açtık. Turhal Şeker Fabrikamız bu sene 77. kampanyasını yaptı. 77 yıldır bu ülke ekonomisine hizmet eden çiftçilerimizle, işçilerimizle, nakliyecimizle besicimizle binlerce kişi özelleştirme adı altında 5 yıl sonra kapısına kilit vurulduğunda ortada kalacaktır. Bu yüzden Danıştay’da davalar açtık. Davamız Danıştay 13. Dairesi’de görüldü. Danıştay 13. Dairesi 15 Aralık 2009 tarihinde yürütmeyi durdurdu. Özelleştirme İdaresi’de davamıza karşı bir dava açtı. 25 Mart 2010 tarihinde Danıştay Ticari Davalar Kurulu dışa bağımlılığın olacağı gerekçesiyle bu satışın yapılamayacağı, şartnamenin yeterli olmadığını gerekçesiyle tekrar satışı durdurdu. Bu güne kadar gerekçeli kararın açıklanmasını bekliyorduk, bu kararda geçtiğimiz gün geldi. Bizim fabrikamızın da içinde bulunduğu grubun bu şartnameyle satılamayacağı konusunda kararını verdi. Açıklanan bu kararın vatanımıza, devletimize ve milletimize, bölgemize, çiftçimize, işçimize, esnafımıza kısacası herkese hayırlı olmasını diliyorum’’ dedi.

Önemli bir tehlikenin de NBŞ olarak tabir edilen nişasta bazlı şekerler olduğunu belirten Şeker İş Turhal Şube Başkanı Mehmet Elvan Yılmaz sözlerine şöyle devam etti: ‘’Nişasta bazlı şekerler son günlerde yazılı ve görsel medyada oldukça yer buluyor. Bilim insanları günlerdir bu konuyu tartışıyor. Kimi bilim insanları sağlık yönünden tehlikeli olduğunu, obeziteyi tetiklediğini söylerken, bir kısım bilim insanları da pancardan üretilen şekerle aynı olduğunda ısrar ediyorlar. Bir profesörümüz şunu çok iyi açıkladı; nişasta bazlı şekerin elde edilmesinde ihtiva ettiği glikoz ve fruktozun ayrıştırılmasında kimyasal bir olay meydana geliyor. Bu maddelerin doğrudan karaciğere geldiği ve vücutta doyma hissini ortadan kaldırdığı, bununda obeziteye yol açtığını belirtti. Bu nedenle Avrupa’nın birçok ülkesinde NBŞ kullanımı %1’lere kadar indirildi. Ama Türkiye’de NBŞ kullanım oranı mevcut Şeker Kanunu ile %10 olarak belirlenmiş durumda. Bu oran Bakanlar Kurulu kararıyla %50 arttırılabilir veya eksiltilebilir. Her nedense bu güne kadar çıkan tüm kararlar % 50 arttırma yönünde oldu. Şeker – İş olarak bunu da mahkemeye götürdük. Lehimize karalar çıkmasına rağmen durumda değişiklik olmadığı için davamızı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdık, davamız görüşülmektedir. Amerika Zaralarını gördüğünden NBŞ’den uzak durmakta, ABD Başkanı Barack Obama’nın eşi Michelle Obama bile çocuklarına pancar şekerinden başka şeker yedirmeyeceğini açıklaması çok anlamlı… Geçen yıl Türkiye’de üretilen NBŞ’nin miktarı 510.000 Ton pancar şekerine denk gelecek miktardadır. Turhal Şeker Fabrikası’nın şeker üretimi 86.00 Ton olduğuna göre NBŞ’ye verilen kotalardan dolayı ülkemizde 6 Turhal Şeker Fabrikası’na denk şeker fabrikasının kapatılması demektir. Bu da yaklaşık 4 Milyon Ton pancara denk gelir. Bu durumun çiftçiye, işçiye, esnafa ve besiciye ve pancar üretimine bağlı sanayiler etkilerini sizler hesaplayın…’’